İYİ Parti Küme Başkanvekili Erhan Usta, “CHP ve İYİ Parti’nin dün TBMM Anayasa Komisyonu’nda başörtüsüne ilişkin anayasa değişiklik teklifinin birinci maddesinde değişiklik teklifinin reddedilmesine ilişkin olarak tarih, Cumhur İttifakı’nı asla affetmeyecektir. Cumhur İttifakı’nın Genel Kurul’da kabul edilmesi mümkün olan başörtüsü özgürlüğünün reddedileceğini belirterek, “Din ve vicdan hürriyetlerini güvence altına alacak şekilde vakit geçirme imkânını reddettiler. Özellikle AK Parti bu sorunun çözülmesinden korkuyordu” dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta ve ÂLÂ Partisi Meclis Anayasa Komisyonu Üyesi Feridun Bahşi bugün Meclis’te düzenledikleri basın toplantısında; AKP ve MHP’nin anayasa değişikliği teklifiyle açıklama yaptı.
İYİ Parti ve CHP’nin değişiklik teklifinin reddedilmesini değerlendirerek, “Dün komisyonda görüşlerimizi ifade ettik. Ancak burada çok fazla görsel medya imkanı olmadığı için bu basın bu konudaki değerlendirmelerimizi ve görüşlerimizi sunmak için kullanılıyor” dedi. Cumhur İttifakı’nın tavrını da açık ve net bir şekilde ortaya koyduk. Toplantıyı yapma ihtiyacı hissettik” diyen Usta, şöyle devam etti:
“BU SORUNU BİR ‘GOL GEÇİŞİ’ OLARAK GÖRMÜYORUZ: Başörtüsü sorununun siyaset malzemesi olmasını istemiyoruz. Kadın giyim konusu siyaseten istismar edilmemesi gereken bir konudur. Ama bu konu ilk gündeme geldiğinde Sayın Kılıçdaroğlu yasa tasarısını gündeme getirdiğinde Erdoğan’ın ilk tepkisi şu oldu; Bunu ‘gol pas’ olarak yorumladı. Biz bu sorunu hiçbir şekilde gol pası olarak görmüyoruz. Siyasi malzeme yapmaktan son derece rahatsız olduğumuzu belirtmek isteriz.
AK PARTİ ORTAKLARINA BU SORUN ÇÖZÜLDÜĞÜNDE ‘ÇÖZÜLDÜ’ DİYORLAR: Başörtüsü sorunu kapanmış bir yaradır. Evet, o dönemde toplumda önemli sıkıntılara neden oldu. Ancak toplum burada bir fikir birliğine varmıştır. Artık sosyal olarak bu sorunun kapandığını düşündük. Can sıkıntısı bir biçimde ön plana çıktı. Bu aşamadan sonra aslında şimdi; AK Partililere sorsanız bu sorun çözüldü mü dediğinizde ‘Çözüldü’ diyorlar. Hatta bu sorunu çözdük diyorlar. Ancak bir yandan da anayasa değişikliğini gündemde tutmaya çalışıyorlar.
20 YILLIK GÜCÜNÜZ VAR. O DÖNEMDE NEDEN ANAYASAL GARANTİ ALDINIZ: O zaman onlara bu soruyu sormamız yasal ve mantıklı. 20 yıldır iktidardasın. 2010’da anayasa değişikliği yaptınız. 2017’de yine kapsamlı bir anayasa değişikliği yapıldı. Türkiye’de sistem değişiklikleri yapıldı. O zaman neden bu başörtüsü sorununu anayasal güvence altına almadın? O dönemde neden bu değişiklikleri anayasaya koymadınız?
HUKUK TEKNİKLERİNE UYGUN DEĞİLDİR, AMELİYATLAR VAR: Geçmiş deneyimler bize bunu gösterdi. Uygun olmayan mevzuat değişiklikleri, anayasal değişiklikler; O zaman daha büyük bir sorun haline gelir. Çok daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır. Yani eksik bir metinle uzlaşı aramanın ve uzlaşı arıyormuş gibi görünmenin yanlışlığından bahsetmeye çalışıyorum. AK Parti Küme’ye mesaj geldi. Metin son derece eksik. Yani yazım tekniğine uygun değil, hukuk tekniğine uygun değil. ve içinde bir yük vardır. ‘Teklifinizi değişiklik teklifimizle desteklemek istiyoruz’ dedik. Bunun çözülmesini istiyoruz. Kanun değişikliğine gerek yok, anayasa değişikliğine gerek yok; Ancak toplumun gündemine geldiği için buna sırtımızı dönemeyiz. Ve bu sorunun çözülmesini istiyoruz.
HEDEFİMİZ BU SORUNU ÇÖZMEK: İYİ Parti olarak biz üzerimize düşeni yaptık, CHP ile paylaştık. CHP de çalışmalarımızı pekiştirdi. Ortak karar olarak niyetlerimizi yönetim kurulunda dile getirdik. ve amacımız bu sorunu kapatmaktır. Bu sorunu tarihe gömelim. Şimdi kanayan yaralara geri dönmeliyiz. Sosyal konulara geri dönmeliyiz. Yoksulluk var, açlık var, yoksulluk var. Özgürlüklerle ilgili sorunlarımız var, demokrasiyle ilgili sorunlarımız var. Dış politikada ve sosyal hayatta sorunlarımız var. Onlar hakkında konuşmak istiyoruz. AK Parti öyle anlaşılıyor ki; Temel sorunların konuşulmasını değil, sadece başörtüsü sorununun konuşulmasını istiyor. Bu net bir şekilde ortaya çıktı.
KİMSENİN İNANÇLARINI AÇIKLAMAK ZORUNDA KALMASIN İSTİYORUZ: İYİ Parti’nin temel hak ve özgürlüklere bakışı; tüm vatandaşlarımız ayrımcılıktan uzak, eşitlik ilkesini esas almaktadır. halklar; istismarı dini inanç ekseninde ve siyasi tartışmaların odağında yapmak; Toplumsal huzuru bozacak son derece tehlikeli bir durumdur. Kimsenin inancını açıklamak zorunda kalmasını istemiyoruz.
BAŞÖRTÜSÜNÜ DİNİ İNANCA BAĞLARKEN, BAŞLARINI KAPAYAN EN DİNDARLAR ZARAR GÖRECEKTİR: Gelelim AK Parti’nin önerisine… Buradaki değişim önerimiz şudur: ‘Başını örten veya örtmeyen kimsenin kılık kıyafet tercihinden dolayı kamu haklarından mahrum kalmasını istemiyoruz.’ Hiçbir yerde; ÂLÂ Parti’nin bu dini inanç sorununa takmış gibi davranıyorlar ya da orada dini inanç kelimesinin kullanılmasından rahatsız olduğumuzu söylüyorlar. Bu eksik ve yanlış bir bilgidir. Başörtüsü sorununu dini inanca bağlarsak, en çok dindar ve başını örtenler mağdur olacaktır.
BAŞINIZI TUTMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜN TAM GARANTİSİNİ ALMAK İSTİYORUZ: Bir bayanın başı örtülecek. Biri ona ‘Dini inancın için mi yoksa başka bir nedenle mi örtüyorsun’ diye soracak. Böyle bir vesayet oluşturmakta nasıl bir mantık olabilir? Başını örtüyorsa örtüyor demektir. Bunun sorgulanmasını istemiyoruz. Aslında bu anlamda çalışmanın birinci bölümü ile ilgili olarak; Başını örtenlerin din ve vicdan hürriyetine sahip olmasını, başlarını örtme hürriyetinin tam anlamıyla güvence altına alınmasını istiyoruz. Birileri ‘Siyasi sembol olarak başınızı örtüyorsunuz’ dese, başörtüsü yasağı gibi bir durumla karşılaşabiliriz. Neden böyle bir soruşturma?
KİMSENİN BU BAHİS KONUSUNDA SORUŞTURULMAMASINI İSTİYORUZ: AK Parti’nin getirdiği teklif, başını örtenleri veya dindarları bu anlamda korumuyor. Başını örtmeyenleri korumaz. ‘Dini inancı ve tercih ettiği giyim tarzı gereği başını örtüyor…’ dediğiniz andan itibaren; Dini inancı gereği seçtiği elbise serbest ama diğer kıyafetlerin yasak olduğu bir durumla karşılaşabiliriz. Bu toplumda hem başını örtenlerin hem de olmayanların bu hakka sahip olmalarını istiyoruz ve kimsenin bu konuda sorgulanmasını istemiyoruz.
KURUMSAL BİR ANLAŞMA KARŞISINDAYIZ: Önerimiz… Elemanlarını olabildiğince deforme edecek bir form değişikliği ortaya koyduk. Yani amacımız kabul edilsin ve böyle bir sorun toplumun gündeminden çıksın dedik. Kendilerine ‘Bu önergeyi neden reddettiniz?’ diye sorduk. Biliyorsunuz CHP ile ortak yaptığımız bu teklif reddedildi. Şimdi AK Partililerle tek tek konuştuğumuzda ‘yanlıştır, caiz değildir’ diyen yok. İkili olarak konuştuğumuzda her biri ‘Bunu imzalayacağım’ diyor. Ancak kurumsal bir zorlukla karşılaştık.
KİMSE BAŞINI TÖRENENLERİ GÜÇLÜ VE İNSAN DURUMUNA KOYMAYA HAKKI OLMADIĞINA İNANIYORUZ: AK Parti’nin anayasa değişikliği teklifi geçse bile artık başörtülüler ellerinde belgelerle seyahat etmek zorunda kalacak. Bir rapor alacak. ‘Dini inancımdan dolayı başımı örtüyorum’ diye bir belge şartı var. Bu, bu noktaya kadar gider. Mümkün mü? 21. yüzyılda başörtülü insanları bu kadar zor ve sıkıntılı bir duruma sokmaya kimsenin hakkı olmadığını düşünüyoruz.
‘SEÇİMLERİNİZİN ESAS KAMPANYA KONUSU OLMASINI İSTİYORUM’: İyi niyetle yaklaştık. İşi bitirmek için uğraştık. ve komisyondaki tartışmalardan sonra gördük ki; Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri ve MHP bu sorunun çözülmesini istemiyor. Başörtüsü sorununun çözülmesini istemiyor. Bu çok net ortaya çıktı. Hatta onlara ‘Başörtüsüne ihanet ediyorsun, tahlil istemiyorsun’ dedik. Bu bahsin hep gündemde kalmasını istiyorsunuz. Yaklaşan seçimlerin de ana kampanya unsuru olmasını istiyorsunuz. Bu yüzden teklifimizi reddettiniz.’
KURULUN GENEL KURULU’NDAN GEÇME ŞANSINI DA ZORLADILAR: Bu teklifin reddedilmesinin bazı sonuçları olacaktır. Onlara çok net bir şekilde şunu söyledik: ‘Eğer bu çok haklı talebimiz yerine getirilirse İYİ Parti olarak CHP de kendi adına bu garantiyi verdi; Bu maddeye olumlu oy vereceğiz’ dedi. Ne anlama geliyor? Taban 510 milletvekili ile Meclis Genel Kurulu’nda başörtüsü anayasa değişikliği teklifinin geçmesi ihtimalini reddettiler. Cumhur İttifakı acı ve gözyaşı üzerinden siyaset yapmak istiyor. Bu acı devam etsin, bu acı konuşulsun, gündem olsun; Maalesef böyle bir tavır içine girdiler.
İSMET YILMAZ ARADI. ÖNERİMİZİN SON DERECE MAKUL VE MANTIKLI OLDUĞU BİZE SÖYLENDİ: Cuma günü AK Parti Grup Başkanı Sayın İsmet Yılmaz, Grup Başkanımız Sayın İsmail Tatlıoğlu’nu aradı ve bu konuyu görüşelim dedi. Elementlere geçmeden önce generali tartıştığımızın ertesi günü. Odalarına gittik. Hasret Varlıklı Hanım da hazır bulundu, toplantıya ben ve İsmail Bey katıldık. Oradaki toplantıda umutluydum. Bize çok sıcak bir mesaj verildi. Teklifimizin tamamen makul ve mantıklı olduğu söylendi. Oradaki görüşün kurumsal görüş olmadığı çok açıktı; Bu onların kişisel görüşüydü. AKP ve MHP’nin kurumsal olarak bu öneriyi reddettiğini ve Sayın Erdoğan’ın dediği gibi bu sorunu gol atma sorununa dönüştürmek istediğini dün gördük.
AK PARTİ ÇÖZÜMDE KORKTU: Tarih Cumhur İttifakını asla affetmeyecektir. Genel Kurul’da 500’ün üzerinde kabul oyu ile kabul edilmesi mümkün olan başörtüsü özgürlüğü, Cumhur İttifakı’nın bu tavrıyla redde dönüşecek. GÜZEL Parti ve CHP’nin takviye vermediğini, HDP’nin fiilen takviye vermeyeceğini belirtti. Bu süreçte HDP ile doğrudan veya dolaylı herhangi bir temasımız olmadı. Biz YETKİN Parti ve CHP olarak bu konuyu birlikte ele aldık. Aslında 360’ın altında kalacak ve bu değişiklik olmayacak. Bu değişikliğin hem örtünen hem de örtünmeyenlerin din ve vicdan hürriyetlerini güvence altına alacak şekilde uygulanmasına imkan tanımadılar. AK Parti özellikle bu sorunun çözümünden korkuyordu.
BİR ŞEYİ ANLAMAK İÇİN ANAYASA DEĞİŞTİRİLEMEZ: Bir diğer nokta, madde 41. Bizim kanunlarımızda Medeni Kanun’da, Türk Ceza Kanunu’nda ve nüfus kanununda kadının erkekle evlenmesi mümkün değildir. Anayasa’da yapılan değişiklik de yasal denetime alındı. Nitekim Hasret Güçlü Hanım ilk günkü konuşmasında bunu çok net bir şekilde dile getirmişti… Bir şeyin altını çizmek için Anayasa değişikliği yapılamaz. Böyle bir toplumsal talep yok.”
Feridun Bahşi dedi ki:
“Biz bu sorunu çözmek istiyoruz, çözmeye hazırız, genel anlamda herkesi mutlu edecek bir analiz üretelim. Teklifimiz bu. Başını örten ya da açmayan hiç kimsenin sorgulanmasını istemiyoruz.” başladım. Biz batılı değil, dini inancı koruyoruz. Anayasa’ya göre ‘örtbas ediyorsun’ sorusu sorulamaz. Ve 41. element: Evlilik kadın ve erkek arasında gerçekleşir. Bunun altını çizmek için… Yönetmelik, tüzük, genelge yazmıyorsunuz. Anayasa değişikliği yapıyorsunuz. Toplumsal uzlaşma metnidir. Bu formda yapılmalıdır.”
“DEĞİŞİKLİK YAPILMADIKTAN OLUMLU OY VERME ŞANSIMIZ YOKTUR”
Usta ve Bahşi açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. İYİ Parti’nin teklifin Genel Kurul’da müzakerelere katılıp katılmayacağı sorusuna Usta, “Biz irademizi ortaya koyduk. Bu konuyu pekiştirmek istiyoruz. Teklifimiz kabul edilirse önemli bir mutabakat olur. Teklifimiz doğrultusunda herhangi bir değişiklik yapılmadığı takdirde “Genel Kurul’da olumlu oy vermeyeceğiz. Ancak tabi ki toplantılarda görüşlerimizi dile getireceğiz. Bu değişiklik yapılmadığı takdirde olumlu oy kullanamayacağız.”
